Hayatın Özeti Dört Satırda Saklı
Bazı sözler vardır, içinde bir kitaplık hikâye barındırır. Ne büyük laflar eder, ne de çok uzundur… Ama okuyanı düşünmeye, anlayanı susturmaya yeter. Geçtiğimiz günlerde şöyle bir sözle karşılaştım, halk dilinden çıkma, atasözü kıvamında:

VURAL YEŞİLYURT
trtbafra@gmail.com - 05363267627"Para dır çalışır kazanırsın, borç dur çalışır ödersin... Allah dermansız dert vermesin, eli ele, kulu kula muhtaç etmesin."
Bu cümle; alın terini, sorumluluğu, duayı ve bağımsızlığı aynı potada eriten dört satırlık bir hayat dersi.
İlk kısmı çok net:
“Para dır çalışır kazanırsın.”
Yani para, oturduğun yerden beklemekle değil; emek vererek, gece gündüz çalışarak kazanılır. Bugünün hızla tüketen dünyasında bu söz bize, helal kazancın ancak alın teriyle mümkün olduğunu hatırlatıyor.
Devamında gelen:
“Borç dur çalışır ödersin.”
Bu da çok çarpıcı. Borç kötü bir şey değildir; ama onu ödemek bir görevdir. Borç seni durdurmamalı, aksine daha çok çalıştırmalıdır. Borcun ağırlığı insanı yere bastırmamalı, dimdik ayağa kaldırmalı.
Üçüncü satır bir dua:
“Allah dermansız dert vermesin.”
Dert hayatın kaçınılmazıdır. Ama insanı çökertecek, elini kolunu bağlayacak, çaresiz bırakacak olanı olmasın. Dert varsa, derman da olsun… Zorluklar karşısında tükenmeyelim.
Ve son olarak:
“Eli ele, kulu kula muhtaç etmesin.”
Ne kadar zarif bir dilek. Ne kimseye el açmak zorunda kalalım, ne bir başkasına yük olalım. Kendi gücümüzle ayakta duralım, kimseye muhtaç olmadan yaşamanın onurunu taşıyalım.
Bu dört satır, aslında bir ömürlük ahlâk ve yaşam felsefesi sunuyor. Alın terine saygı, borca sadakat, duada tevekkül ve bağımsızlığa özlem…
Eskiler az konuşur, çok şey anlatırdı. Şimdilerde laf çok, öz az. Belki de bu yüzden böyle sözler bizi durduruyor, düşündürüyor. Her şeyin hızla tüketildiği bir çağda, bu tür sözleri çoğaltmak, paylaşmak ve yaşamak gerek.
Zira bazen bir halk sözü, bir ekonomiden, bir manifestodan ya da bir nutuktan çok daha fazlasını söyler.. Esen Kalın…