Sevgili dostlar; yazının başlığı şaka falan değil. 80 ton gelecek soğanı tarlaya ektim. Ekim-kasım aylarında teslim edeceğim, parasını 31 Aralık'a kadar verin. Size kilogramı 1 liraya 80 ton birinci sınıf soğanı satacağım. Var mısınız?

Aynı şekilde kilosu 5 liradan 10 ton fasulye, 10 ton nohut. Bu ürünleri alıp ister satın, ister depolayın. Benim paramı da 31 Aralık'ta verin.

Türkiye üreticisinin, çiftçisinin buna ihtiyacı var. Şimdi ekim zamanı! Vatandaş kaça satacağını, dahası satıp satamayacağını bilmediği için en kolay olan buğday ya da ayçiçeği ekmektedir. Onun da akıbeti malum, yeterli kar elde edemediği için küçük çiftçi emeğinin karşılığını alamamaktadır. Ondan sonra geçimini başka işlerde, başka mesleklerde aramaktadır.

Sayın Tarım Bakanlığı'nın ilgilileri, Ziraat Odaları, ilgili meslek kuruluşları, üretici ve tüketici kooperatifleri gelin bu iş el atalım. Nasıl ki şeker pancarının fiyatını şirketler şimdiden açıklayıp alım garantisi veriyorsa, ayçiçeği kooperatifleri üç aşağı beş yukarı kaç liraya alım yapacağını bildirmişse ve alım garantisi varsa; siz de spekülasyona açık olan nohut, fasulye, mercimek, pirinç, patates, soğan gibi temel gıda ürünlerini çiftçinin kaç liraya satabileceğini şimdiden belirleyin ve alım garantisi verin. Bakın o zaman nasıl fiyatlar makul oluyor, üretici ürününü makul fiyatlarla pazara sunuyor, tüketici de spekülasyonlara kapalı olarak pazardan bu ürünleri alıyor ve ağız tadıyla tüketiyor.

Bu işin çıkış yolu budur.

Yazıma bir ses istiyorum, birileri çıkıp Kuzubaş haklısın, ben soğanı 1 liradan toptancıya satarım, o 50 kuruş da nakliye ve kar koyup 1.5 liradan pazarcıya satar. Pazarda da 2 lira olur. Bekliyorum, var mısınız?

Gelin bu işi böyle yapalım ve ne üreticinin ürünü elinde kalsın ne tüketici faiş fiyattan temel gıda yesin.

Üreticiye de tüketiciye da saygılar sunuyorum.