Gönüller Bir Kazanda Kaynadı

Binlerce yıllık bir geleneğin yaşatıldığı bu özel günde vatandaşlar, evlerinde pişirdikleri aşureleri komşularına, dostlarına ve ihtiyaç sahiplerine ikram etti.

Aşure Günü’nün manevi atmosferi, toplumsal dayanışmayı ve hoşgörüyü bir kez daha ön plana çıkardı. Hz. Nuh’un gemisinin tufandan sonra Cudi Dağı’na oturduğu gün olduğuna inanılan bu anlamlı zaman dilimi, farklı malzemelerin bir kazanda birleşerek oluşturduğu aşure ile sembolleşti. Aşurenin içinde buğdaydan nohuda, kuru üzümden fasulyeye kadar pek çok çeşit bir araya gelirken, bu birliktelik insanlığa da önemli bir mesaj verdi: Farklılıklar bir araya gelince güzellik doğar.

Vatandaşlar, bu yıl da geleneksel şekilde aşurelerini hazırlarken, geçmişe duyulan saygıyı ve dualarla yapılan niyetleri yaşatmaya özen gösterdi. Camilerde, evlerde ve derneklerde gerçekleştirilen etkinliklerde dualar okundu, birlik ve beraberlik mesajları verildi.

Dinî kaynaklarda da Aşure Günü’nün faziletine sıkça yer verilir. Hz. Muhammed’in, bu günde yapılan ibadetlerin ve iyiliklerin büyük sevap kazandıracağını bildirdiği hadis-i şerifler, bu günün değerini bir kez daha hatırlattı. Muharrem ayının da içinde bulunduğu bu gün, İslam tarihinde birçok önemli olayın yaşandığı bir zaman dilimi olarak kabul ediliyor.

Bu özel gün dolayısıyla yapılan dualardan biri de şu oldu:

“Ya Rab, niyetimizi halis, sofralarımızı bereketli, kalplerimizi sevgiyle dolu eyle. Bu mübarek Aşure Günü hürmetine geçmişlerimize rahmet, milletimize birlik ve dirlik ihsan eyle. Bizleri affettiklerinden ve sevdiklerinden eyle. Âmin.”

Aşure Günü, sadece sofraları değil, kalpleri de tatlandırdı. Vatandaşlar, “Bir tabak aşure, bir gönül kazanmak için yeterlidir” diyerek bu yıl da komşuluk, paylaşma ve kardeşlik duygularını en güzel şekilde yaşattı.